“ FUTBOL TRİ ÜNLERİNDİR”
MER-ZİNE İ DM DM
N
Y URDU URDU
Sayı:1
Mart 2009
"Ben Şeytan’ım, bayan. Evet, Şeyta ’ım. Ama ürküp telaşa kapılmanıza gerek yok......... Her şey, bir şeye karşı koyduğu için aşar. Ben, her şeyin karşı koyduğu şeyim. Ama, eğer ben var olmasaydım hiçbir şey olmazdı, çünkü karşı konu lacak bir şey olmazdı” Fernando Pessoa
-Başlarken -Mersin İdman Yurdulu Doğulmaz lunur -Kim Demiş Maç 90 dk diye ? -33 Numara Adamlar -Soka tan Sesler -Duvar Yazıları -Tevfik Sırrı Gür de Bir Akşamüstü -Tribünde Başka Bir Kültür Y ratmak (Karnavalesk Futbol)
BÜYÜYOR İNATÇI SEVDAMIZ…
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Başlarken... Sanırım Bülent Ortaçgil’in O muhteşem dizeleriyle başlamak en uygunu.Daha güzel ne anlatabilirdi ki..
Seni Sevdiğimi Anladığım Günden Beri Sesler Değişti, Renkler Değişti Yüzümdeki Çizgiler Başkalaştı Geçmişim Değişti, Oyunlaştı Yeşilin Ortasında Gelincik Gibi İnceleşti, Yabancılaştı Siste Bağıran Vapur Düdükleri Gibi Geliyor muyuz, Gidecek miyiz Yoksa Çığlık Çığlığa Seni Sevdiğimi Anladığım Günden Beri Hiçlik Değişti, Yokluk Değişti Karşılıksızlığım Dengeleşti Günler Değişti Sana Dönüştü Nasıl Gördüğün Düşü Yeniden İstersen Nasıl Bir Yılgınlıktır Sabah Zilleri Zamanı Gelince Nasıl Terk eder Kuşlar Kaçıyor muyuz, Kalacak mıyız Yoksa Çığlık Çığlığa Seni Sevdiğimi Anladığım Günden Beri Yüzler Değişti, Dostlar Değişti Yorgun Sokaklar Bile Karşı Çıktılar Adresler Değişti, Evler Değişti Seni Sevdiğimi Anladığım Günden Beri Çocuklar Bile Bana Çiçek Diye Baktılar Yaşıyor muyuz, Unutacak mıyız Yoksa Çığlık Çığlığa
2
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Mersin dman Yurdulu Do ğulmaz Olunur Aslında çoğu zaman yalnız olmak. Başka iklimler ve başka tutsaklıklara karşı direnç göstermek. Yaşamak “tek tabanca” düsturuyla.Oyunları bozmaya uğraşmak ve bozguncu olarak dışlanmak, ama aldırmamak.Akdeniz'in çivit mavisi gözlerimizdeki ışığı aydınlatırken kalbimiz gülümseyerek meydan okur dışarıya.Dışarıya doğru ve dışarıda olmak Mersin İdman Yurdulunun yazgısıdır.
Öncelikle “X takımlı olunmaz doğulur” diyen zihniyete inat Mersin İdman Yurdulu doğulmaz, olunur. Doğuştan gelen verili bir durum değildir Mersin İdman Yurdulu olmak.Kimse size dikte etmez.Evde baba, okulda babalarına boyun eğen çocuklar, televizyonda 3 büyükler yalanı… hep sizi kandırmaya uğraşırken ve hatta dikte ederken başka başka mekanların başka takımlarını. Bu renklere, armaya gönül vermeyi siz seçersiniz. Bir başkaldırıdır yaptığınız. Okuldaki arkadaşlara, medyadaki bilumum para düşkünlerine, babanıza ve belki de toplumun tüm kurallarına. Öyle hemen de Mersin İdman Yurdulu olamazsınız. Zaman gerekir. İlk olarak Acıya alışma evresi vardır. Kahırlar, isyanlar ve öfkeler. Arada mutluluklar tatsan da yine de acı sarar dört bir yanını. Acıdan ve yarattığı tahribattan kaçış yoktur. Zaten Mersin İdman Yurdu taraftarı gerçek acıyı seçmiştir sahte mutluluklar yerine. O yüzden şeytandır her Mersin İdman Yurdu taraftarı. “Cennet’te kul olmaktansa Cehennem’de Efendi olmak yeğdir!”* cümlesindeki bir yaşamdan yanadır. Sanal mutlulukların peşinde cenneti yaşamaktansa, cehennemde gerçekliğin acılarına katlanmayı tercih edendir. Acılar o kadar sık yaşanır ki, bir zaman sonra alışır acıya. Bu O’na acı karşısında dirayetli davranmayı, dişlerini sıkmayı ve yediği yumruklar karşısında yıkılmamayı öğretir. Sonraki evre İnat etmeyi öğrenme dönemidir. İnatçı olmak en temel özelliklerden biridir. Her şey karşısında her ne olursa olsun ilkelerin için inat etmek. Bir ayin haline geldiği için Mersin İdman Yurdulunun buna alışması da uzun sürmez. Dışarının saflığı reddeden her türlü baskısına karşı İnadına dimdik durmak, doğallaşır belli bir zaman sonra.
3
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Acı ve İnadın birbirlerini sarıp sarmaladığı anda başka bir dönem başlar Mersin İdman Yurdulunun hayatında. Bu dönem, diğerlerine göre daha uzun sürer. Çünkü artık alışkanlıklar, tekrarlanmalar ve dirayet gösterilerinden çıkıp basbayağı yeni bir yaşam biçimine doğru adım atılması gerekmektedir. Bu Mersin İdman Yurdulunun hayatında “Normal Olmamanın Olağanlaşması” durumu olarak adlandırılır. Bu dönemde Normallik muallâkta kalmaya başlar. İstikrarsızlık, gel-gitler, heyecanlanmalar, ani değişimler, duygu patlamaları ansızın ortaya çıkar ve kaybolur. Mersin İdman Yurdulunun buna alışması uzun sürer. Çünkü Modern hayatta her şey normaldir. Bilet alır otobüse binersiniz, işe gidersiniz, yemekleri öğünlerinde yersiniz. Her şey hemen hemen planlanmıştır. Bazı spontane görünen şeyler ise aslında pek de beklenmedik değildir. Modern hayatta yaşayacağınız en beklenmedik şeyler feveran etme nedenidir. Oysa Mersin İdman Yurdu taraftarı acı ve inatla sarmalanmış duygularına, bir de istikrarsız bir yaşam biçimi ekleyerek dengelerden uzak bir kaçak haline bürünür. Bu üç evreyi geçtikten sonra Mersin İdman Yurdu taraftarı mutluluğun dışarıdaki bir yanılsamadan çok, kendi içinde yarattığı bir gerçeklik olduğunu anlar. Bu tatlı bir lanettir ve içindeki dehlizlerde sonsuza kadar var olacaktır. O dehlizler bütün hareketleri belirler ve kimse anlamlandıramaz yapılanları. Artık Mersin İdman Yurdulu’yu kuytulardaki O muhteşem büyü yönetiyordur. Farkına bile varmaz. İşte bundan sonra Mersin İdman Yurdu taraftarı olunmuştur. Ne küçükken bir maça gitmiş olmak, ne çikolatayla kandırılmak, ne baba baskısı ne de bir ilde doğmuş olmanın getirdiği yazgıdır Mersin İdman Yurdu taraftarlığı. Basbayağı özgür iradeyle yapılan bir seçimdir. Elinden biri tutmadan yürüyebiliyorsan bu yolda, “Acı çekmek özgürlükse” diye başlayan cümleler yüreğinin derinlerinde yankılanıyorsa,
4
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Sevdanı bir inadın silliğiyle kutsuyorsan, Artık olmuşsun de ektir. Sevinçler, şampiy nluklar ve mutluluklarla umutla dırılmış futbol ikliminden değil de “Asil” olmaktan yana bir duruşu benim emektir Mersin İdman Yurdulu olmak.
The Walll
5
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Kim Demiş Maç 90 dk diye? Evet, reelde maçla normal şartlarda 90 dakikadır.
Ama 90 dakika, maçtan önce maça gelen, maç bitmesine 5 dakika kala, kalabalığa yakalanmadan hemen stadyumu terk edeyim diyen, aç sonunda bekleyip 5 dakika takımla kucaklaşmayı düşünmeyen insanlar içindir...
Bizim gibi insanlar i in maç sadece oyunda olduğu süre 9 dakikadır. Biz bir maç için günlerce hazırlanıyoruz. Nasıl bir futbolcu h fta boyunca antrenman yapıyorsa, taraftar da bir hafta boyunca o maçın h zırlığı yapılıyor. Bu ortamı tabii yaş mayan bilemez. Derneğe giriyoruz bir bakıyorum bir ses geliyor " Abi bir beste yaptık, çalışalım mı?" Haydi, herkes topla ıyor çalışması yapılıyor, ezberleniyor. Tam bitmişken, son dörtlükte burası uymamış denen laf bütün herkesin suratını asıyor. Bir çalışm daha hemen üstüne. Saatler geçiyor, bakıyorsunuz bir beste için gün bitmiş bile. Bir gün orkestra ayarlanıyor, onlar geliyor, çalışmalar yapılıyor. 6
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Kimine göre çok saçma gelecek, ne gerek var diyecek olayllardır belki bunlar; ama tribün kültürünü yaşayan insanlar için çok önemlidir. Her maça ayrı bir Show, ayrı bir koreografi düşünüyor tar ftar. Bu maçın önemine, o günün önemine göre tabii strateji b lirlememize yol açıyor. Pazartesi günleri, p zar gününün yorgunluğu ile derneği izde otururken, çaylarımızı yudumlarken rada elimizde kalemler; konuşurken ir şeyler karalıyor, o haftanın planını yapıyoruz. Karar verilen planl r içinde, bir hafta boyunca onun hazırlıkları başlıyor. Tabii her şeyin başı maddiyata dayanıyor. Bu işlerde adım atmamız para. Bütçemize bakıyor z, imkânlarımıza bakıyoruz ve kara ka a düşünüyoruz. Bayrak ebatları ufalıyor, yazılar ufalıyor, sis bombalarından, me alelerden vazgeçiyoruz biranda. Maliyet tutuyor. İşi kurtardık demektir. Ertesi gün ama, herkes birbirine bakarak bu işi yine ilk planladığımız gibi yapalım diyor ve zorlanm yı göze alarak işlere koyuluyoruz. Artık zaten alışveriş yaptığımız her yer tanıdık. En iyi müşterisi şey anlar gurubu var. Artık hesabımız da ar, borç yapabiliyoruz.
Boyalarda her za an sıkıntı çekiyoruz. Ama onlarda alış ı artık, maliyetine boyaları bize veriyorlar. 7
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
En son Tarsus maçında yaptığımız sopalı pankartlarda, sopaları ciddi maliyet getirdi bize. Alışveriş yaptığımız yerde bayağı bir pazarlık yaptık, y aptık, en son sahibi geldi ki kendisi de Tarsusluymuş aslen ama size gerekeni yapacağım dedi. Sonra bir baktık içerden bizim takvimimizi getirdi ve takvimdeki resimlerden birinde kendi oğulları var, bize gülüyor. Ben açıkça çekiniyordum maça gitmesinden dedi, ama bizi görünce rahatladı kendileri. Sonra eşi oradaydı "Şu meşhur Şeytanlar siz misiniz" diye sordu... Ona da rahatlatıcı açıklamaları yaptık, çocuklarını bizim olduğumuz yere rahatça gönderebileceklerini ilettik.
Ve komik bir olay da; Tarsus maçının olduğu gün bu aile birlikte yaylaya gideceklermiş, ama ısrarla oğullarının gitmekten vazgeçtiğini, istemediğini söyledi ve demek maça gitmeyi kafasına koydu ondan bizle gelmiyor diyerek annesi aradığı sebebi bulmuş oldu... İşte insanın içine bir işledi mi bu maç sevgisi çıkmıyor. Eminim kafalarından geçirmişlerdir, bizimkiler çocuk daha ama kocaman adamlar bunlarla uğraştığına göre, bu işten kaçış yok diye... Tabii bu malzemeler temininden sonra günler süren çalışmalar var ki bu ciddi emek istiyor. Ama gönüllü arkadaşlarımız, kimin elinden ne geliyorsa görev dağılımı ile maç anına kadar bitiriyoruz çalışmaları. Ve maç sonunda resimlerde, videolarda başarılı olup olmadığımızı görünce işimiz bitiyor, huzurla yatabiliyoruz.
Çünkü çok büyük emek veriyoruz bu işlere. i şlere. Bunu yaşayan insanlar biliyorlar. Beklentimiz sadece renklerimizin şampiyon olması, başarılı olması, hak ettiği yerde olması. Bu ama bir yaşam biçimi. Bu yazdığım her renklere gönül veren kendisi için söyleyebilir. Bu işin kırmızısı, radikali, ihtiyarı, genci yok. Bu işin Mersin’i, Adana’sı, Tarsus’u yok. 8
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Bu sadece futbol aşkı, takım aşkı. Herkesin da aşkı aslı da bu. Sadece renklerimiz f rklı, gruplarımız farklı. Yoksa hepimiz biriz. Mehmet Gö çel
9
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
33 Numara Adamlar - 1 33 numara adamların iyisi kötüsü ası-yedeği yoktur.”
Başlangıç olarak ersin İdman Yurdumuzun 33 numa ası Fuat Onur’a ayırdık bu bu belgeselin belgeselin ilk durağını. Aslında 33 numara adamların en gençlerinden biri. Henüz 22 sinde. Önce Mezitlispor'da başlangıç ve şimdi de Mersin İdman Yurd lu. Bir bakıma savunmadaki geleceğimiz. Ama hepsinden öte Kırmızı-Lacivert kutsal formanın 33 numaralı olanını üstüne yakıştırmış. 33 numarayı üzeri e yakıştıran herkes gibi sana da ayrı bir sempatimiz var. Savunmada oynama hiçbir çocuğun hayali değildir aslında. Zorunluluktan savunma oyuncusu olur çoğu. Zordur orada oynamak. Ama bir airin vurguladığı üzere Yalnız adam kaleci in en yakın dostu ve kader arkadaşıdır bekler. Yalnızın dostu olmak kıyaktır bir z ama suç mahallinde ikamet ediyo sunuzdur ve bu yüzden başınız beladan a la kurtulmaz. İlk suçlular onlardı . Topu yanlış kontrol edemezsiniz, y rulamazsınız ve en kötüsü futbol dünyasında öne de çıkamazsınız. Futbolun eyvesi golse bu meyveyi engellemeye çalışan adamlara taraf tutanlar haricinde herkes biraz sinir olur. Biz taraf tutuyoruz ve senin her türlü gol önlemey çalışman, atak kesmen, bizi forvetlerin g lleri kadar mutlu ediyor. Biliyoruz ki Mersin İdman Yurdu profesyonel bir dünyanın takımı. Sende profesyonel bir futbolcu un. Sonuçta şampiyonlukları hep beraber yaşayarak devam etmek isteriz. ma gün gelirde ayrılırsa yollarımız. Şampiyonluk şarkılarını başka ellerde söylemek zorunda kalırsan, ya da biz başka numaralara 10
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
şampiyonluk şarkıları söyletmek zorunda kalırsak, bilmelisin ki tribünlerin yüreği profesyonel değildir. Umarız ki hep ber ber bu dünyadan kurtulup, başka bir dünyaya adım atacağız. Şampiyonluk ş rkılarını beraber söyleyeceğiz, “Fuat Buraya yumruk havaya” dediğimizde gözlerindeki Mersin İdman Yurdu hırsını, ışıltısını tekrar tekrar yaşayacağız. Bernard Mickey Wrangle
11
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Sokaktan Sesler
Beni çağırıyorlar sokaktan. Ruhum beni çağırıyor. Özl yorum mahalle arası kurallarını.“Biz büy dük ve kirlendi dünya” mısraları ne kadar da uygun şimdi. 2 taştan yapılmış k lelerde gol krallarına özenerek büyü ek. Bir şairinde dediği gibi Her mahallede bir Klinsmann olduğu yıllar. Lothar M theus ve Alman takımının ezbere bilinen her oyuncusu sokakta 3 köşe 1 penaltı yaptırmaya çalışırdı. Mahallenin sessiz ocukları kaleye geçerdi ve yalnızlıkla ına bir de kaleci olmanın verdiği tek başınalık duygusunu eklerlerdi. Yalnı ve kahraman olabilmek kalecilere mah ustur sokak futbolunda. Defanslar durama lar yerinde, kimse savunmak iste ez - Baresi’ye özenen hırçın çocuklar haricinde herkes biraz Lineker biraz d Caniggia’dır.10 numara olmaya çalışan yönetici kılıklı çocuklarsa Marado a’dan başkasını tanımazdı.
12
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Bazen kimin hangi futbolcuyu seçeceği üzerinden tartışmalar çıkardı. En çok Maradona paylaşılamaz sokağın Maradonaları arasında. ar asında. Sokağın dili farklıdır. Taş üstü tartışılır, zımba yasaktır, adam yetmezse 9 aylık, ortada sıçan, kaleci bulunamayan maçlarda minyatür kale maç. Her oyuncu mahalleye canlı yayın yapan birer spikerdi.Bitmek tükenmez bir enerjiyle sunarlardı maçı. Bir zaman sonra büyüdük ve ruhumuz başka bir devirde kaldı. Sokakta futbol oynanamaz oldu. Mahalle maçları, mahalle arkadaşları, sokak arasında topun peşinden koşmalar, terli terli su içmeler yoktu artık.Gelişen ve değişen dünya sokakları çocuklara bile çok görmüştü.Artık gö rmüştü.Artık sokaklar arabalarındı. Onların hepsi bir başka zamanda kaldı.Önce halı sahalara taşınan futbol, artık iyiden iyiye bilgisayar konsollarına sıkıştırılmış durumda.En mükemmel hareketleri, sanal ortamda muhteşem bir zariflikle yöneten çocuklara sahip olduk.Bir dönemin çocukları Maradona gibi çalım atıp, Lineker gibi gol atmayı arzuluyorken, bu günün çocukları ekran üzerinden Messi’yi yönetmenin hazzını arıyor. Artık futbol tutkunu insanlar azalıyor.Bilgisayarın ekranında, mükemmeli gerçekleştirmiş olmanın doyumu insanlara yetiyor. Stadyumda olmak onlara keyif vermiyor.Heyecanlar, umutlanmalar, öfkeler ve isyanlar artık sanal dünyanın ekranında yaşanıyor.Artık 3 büyükleri tutan şehirli çocuklarımız yok.Artık İngiltere-İspanya-İtalya-Almanya futbolunun önemli takımlarını tutuyor çocuklar. Neden tribünlere insanların gitmediği üzerine düşünürken bizim gibi gelişmekte olan ülke insanlarının artık neyi arzuladığına bakmak gerekiyor. “Messi evet Messi sağından attı solundan geçiyor, şutttttt ve gooooolllllll” demeli çocuklar ve hayallerini sanallığa kilitlememeliler.
Randy Rhoads
13
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Duvar Yazıları
-Taraftar burada (stadyumda) yumruklarını sıkar, yutkunur, içine zehir akıtır, şapkasını kemirir, dualar ve lanetler okur.Bir anda gırtlağını yırtarcasına haykırır, pire gibi sıçrar ve “gol” diye bağıran yanındaki yabancıya sarılır. -Bir taraftarın “Bugün benim takımım oynuyor” dediği pek görülmez.Çoğunlukla “Biz oynuyoruz” der. -Tanrı rızası için güzel bir maç lütfen Eduardo Galeano (Gölgede ve Güneşte Futbol)
Dünyada akla değer veren yok madem, Aklı az olanın parası çok madem, Getir şu şarabı, alın aklımızı: Belki böyle beğenir bizi el alem! Ömer Hayyam
Yine de orada olmayı sevdim, pek tabii ki.Yükselen envait çeşit sesi sevdim; oyuncular sahaya çıktığında çıkan sesi; sahada bir şey olduğu zaman kendiliğinden yükselen biçimsiz uğultuyu; golden sonra veya üst üste gelen ataklarda yenilenmiş bi kuvvetle yükselen tezahüratı. İlk heyecanım geçtikten sonra orada yaşadığım hareketi, bir dalga gibi sahaya itilip geri çekilmeyi de sevmeye başladım.Kimliksiz olmak harika bir duyguydu; kimse benim kim olduğumu fark edemezdi
Nick Hornby (Futbol Ateşi)
14
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Tevfik Sırrı Gür’de Bir Ak amüstü
Tevfik Sırrı Gür’deyim bir akşamüstü. Alışılanın aksine her yer bomboş. Güneşin sessiz sedasız aramızdan ayrılma hazırlıkları yaptığı vakitlerde, insanlar bir yerlere koşuşturma telaşında endilerini bile umursamıyorken Tevfik ırrı Gür çimleri öylece mahzun duruyor. Hiç böyle g rdünüz mü bilmiyorum. Sessizlik, yalnızlıkla sarmaş dolaş olmuş karşılıyor sizi. Hüznün bu stadyumun her santim trekaresine ne kadar da işlemiş olduğunu o an anlıyorsunuz. Adeta haykırıyor tüm yapı. Şehirlerin bell ği olduğundan bahsedilir hep. Oysa her yapının belleği vardır. Kaydeder tüm yaşananları. Kulağı, kalbiyle eşzamanlı çalışanlara bir hediye olarak sunar t m yaşadıklarını. Stadyumların da kulakları, bellekleri, duyguları, gözleri ve atta söyleyecek sözleri vardır. Tevfik Sırrı’nın bomboş tribünlerine aheste aheste b kıp stadyumun kendine has yapısına öz gezdirirken derinlerden belli belirsiz bir ses duyuyorum. Çimleri yal yan rüzgar duymayı engellemek için mi bu kadar uğulduyor yoksa sesi o mu getiriyor insanın kulaklarına sanırı pek anlaşılacak bir mevzu değil. Ama bas ayağı hüzünlü bir ses duyuyorum. Sonra geçmişin en ciddi tanığı anlatmaya başlıyor ban . Seslerden çok duygularla konuşuyor. Geçmişin her anını anlatmaya istekli. Önce “Osman” diyor. Anlıyorum. Bay gol diyorum bildiğim tek kelimeyle. Bir geçmiş melodisi çalıy r sonra. İçinden efsanelerin hepsi g çiyor. Osman’la başlayan melodi sonra uharrem’le devam ediyor. O aralar em kalp atışları hızlanıyor hem de müzi in ritmi.“İlle de İdman Yurdu İlle d Turgay Şeren” diyor, - Ne diyorsun diyorum. 15
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Sadece susuyor. Arkasından İsmet Arıkan hocadan bahsediyor. Futbol dünyasının tekerine çom k sokmaya çalışan adam diyor. Devamında daha odern zamanlar devreye giriyor. Kalede Eser var ve gol yemek yasak. Yücel bir dönemin kahramanı. Levent kaptan. Tüm Mersin İdman Yurdu efsanesini anlatıyor bana o özlem dolu sesiyle. Golleri, 29.000 seyirci taşıdığı günü, kimler geldi kimler geçti şa kısını. Öyle içten söylüyor ki gözlerimdeki aşlar engel tanımıyor. Cümleleri geçmişin sevinç dolu olaylarını anlatırken bile aygı dolu. Sonra vedalaşıyoruz. Tüm yalnı lığı ve kasvetiyle baş başa bırakıp, P zar panayırında görüşmek üzere terk ediyorum orayı. Tevfik Sırrı Gür cehennemi artık yorgunluğunun izlerini silmeye çalışmaktan yorulduğunu belirtiyor. Yeniden Mersin İdman Yur u ateşinin kasıp kavuracağı başka bir dün ada var olmayı bekliyor. P ssoa
16
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
Tribünde başka bir kü ltür yaratmak.. (Karnavalesk Futbol) Başka bir Tribün Kültürü. Kimseye gösteriş yapmak için değil, bir büyüklük anlatışı, böbürlenme söylemi oluşturmak için hiç değil. aşka şehirlerin, başka dünyaların tribü lerini küçümsemeden ya da gö ünde büyütmeden yeni bir tribün anlayışı.
Artık endüstriyel f utbolun tribünleri ele geçirdiği bir ağda yaşıyoruz. “Futbol asla sadece futbol değildir” şiarı her yanımızı kaplamış durumda. Türkiye gibi Akdeniz toplumları bu şiarı biraz geç ve zorlu olarak uygulayabiliyor. Kuzey ve Orta Avrupa lkelerinin tersine “Akdeniz Futbolu” endüstriyel bir tribün kültürü oluşturamadı henüz. Hem İspanyollar hem de İtalyanlar (tribün olarak) “endüstriyel tribün” kıskacına tam anlamıyla yakalanmış değiller. Ya da en azından henüz ele geçirilmemiş kaleleri mevcut. Tribünlerin birer endüstri nesnesi haline getirilmeye ç lışıldığı bu yeni anlayış artık taraftar ol a duygusunun yerini başka bir duyguya bıraktırıyor. Müşteri olmak ve duygudan ziyade kazanmak üzerine düşünm k… Vs. Tribünde yaratılmaya çalışılan bu yeni düşünce biçimi için tribünler bir o un alanı. Siyasiekonomik, daha genel olarak güç… Vb. Biz diyoruz ki yep eni bir tribün anlayışını hayata geçirmenin ilk şartı endüstriyel (iktisadi) klın tersine bir “tribün dünyası etiği-estetiği” oluşturmaktır. Artık tribün kişilerinin yapması gereken o tribünde varoluşuyla buna karşı durmaktır. F tbol zamanlarını profesyonel bir futbol baskı-destek aracı olarak kurgulamanı yanında herkesin kendini karnavala, panayıra gelmiş kadar rahat olarak hissed bileceği bir mekan olarak görülmeli t ibünler. Bugün Mersin İdm n Yurdu tribünleri (Şeytanlar Grubu) bu tür bir tribün anlayışının oluşması için çaba sarf etmektedir. Bu “başka tribün kültürü” aslında 17
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
biraz Akdeniz’e özgü bir yaşam tarzının Avrupa aklından değil de Güney Amerika tutkusundan beslenmiş haliyle oluşuyor. Bu hareket genel hatlarıyla tribünleri bir karnaval olarak tasarlamanın yanında bir tavır olarak arnaval-futbol anlayışını ortaya atmaktadır. Karnaval, insanların gündelik haya ın dışına çıktığı ve o hayata altern tif bir gerçeklik oluşturduğu yer ve zam nlar olduğuna göre futbol zamanları da buna uygun olarak tasarlanmaktadır. Herhangi bir üst merciden insanların rganizasyonuna ihtiyaç duymaksızın olu turulan tezahüratlar veya maç ön esi-sırası şenlik görüntüleri bu karnaval f tbol anlayışının en önemli parçasıdır. Bu hareket özünd futbolu bir oyun olarak kabul ede . Ancak bu asla galibiyet ve mağlubiyet hesabı yapmamak anlamında anl şılmamalı. Tam tersine her oyunun bir amacı vardır. Eğer oyunu amacın an çıkarırsanız, karnaval-futbol birliğini de kırmış olursunuz. Çünkü karnaval oyunları asla amaçsız ve basit bir eğlenceden ibaret olarak düşünülemez.
Mersin İdman Yu du tribünleri oyunun amacına kar ı değildir. Tam tersine oyunun amacı için her şeyin mubah olduğu bir dün anın kurallarına karşıdır. Karnavalesk futbol esasında, endüstriyel futbolun en önemli yapıtaşı olarak görülen endüstriyel tribünlerin oluşmaması veya değiştirilmesi-
18
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
engellenmesi için gerekli bir oluşumdur. Bu oluşum tribünlerde yaratılan yeni bir tavırdır. Karnavalesk futbol özünde keyiften beslenir. Haz, fayda ve mutluluk kavramlarından ziyade keyifli olmak duygusu ön plandadır. Eğlence-mutlulukhaz gibi duygular genelde dışarıdan oluşturulur ve anlıktır. Oysa keyifli olmak hüznün en doruğunda bile yaşanabilir bir süreçtir. Keyif bir amaç değil süreçtir. Amaçları olsa da amaca bağlanmadan ilerler. Her an kendine yeni bir umut satın almaktan ziyade, yeni bir umudu şapkadan çıkartmaktan yana bir tribün öyküsü yaratır Karnavalesk futbol. Eğlencelik hayatlardan ziyade, rutinleşen dünyamızda yepyeni çatlaklar yaratan keyifli bir futbol karnavalı sunulur. Karnavalesk futbol-tribün, endüstriyel futbol eleştirmenlerinin makro bakış açısına karşılık mikro bir tavır önerir. Karnavalesk tribün, gülme üzerine kurulu, tutkulu bir tribün anlayışı oluşturma yolunda sürekli bir devinim içindedir.Gülmek basit bir eğlence (komiklik) tepkisi olarak düşünülmez. Gülme, otoriter ve baskı unsuru yaratan her türlü imgenin alaşağı edilmesidir. Gülme bir dil olarak Şeytan’ın dilidir. Boyun eğmeyen bir dilde konuşuyor olmak ve bunu tribünde, şiddetten ayrı bir tavırla konuşuyor olmak Karnavalesk futbolun ana kaynaklarından biridir. Tribünde grubun varlık kaynağı her şeyden önce somut ve duyusaldır.Tribün insanlarının birbirleriyle kol kola şarkılar söylemesi tüm bedeniyle o şenlik dünyasının bir parçası haline gelmesine neden olur. Tribünlerde çılgınlık yüceltilir.Çılgınlık, ruhun özgürce ortaya çıktığı, kabına sığmadığı zamanlardır.Her türlü baskıya karşı olan Karnavalesk futbol anlayışı tribünlerde normal olmayan, çılgınca hareketleri destekler. Bir bakıma tribünleri çılgın bir topluluk olarak tasarlar. Karnavalesk tribün anlayışı futbolu ve tribünleri birer sanat eseri olarak görür. Fakat bu sanat eseri ne bir sinema, ne tiyatro ne de bir sergiye benzer. Oralarda sanat izleyicisiyle buluşur. İzleyici asla sanat eserinin katılımcısı olamaz (Tiyatro çevrelerinde istinası olsa da sadece bir istisna olarak kalmaktadır).Oysa karnaval-tribünleri, futbolu ve tribünleri bir sanat ortamı olarak ol arak düşündüğü gibi, sanatsal coşkuya insanları katmaya çalışır. Sanat eseri olarak futbol; tribün ve
19
Sayı :1
MER-ZNE MER-ZNE DMAN YURDU
futbolcuların birlikte yarattığı bir gösteri haline bürünür. İzleyici olmak isteyeni, katılması için kışkırtır. Endüstriyel futbol uzlaşmaz bir ayrılık var tarafından yönetilir ve Karnavalesk tribün anla gösteridir.
ile Karnavalesk futbolun şenlik temaları arasında ır.Endüstriyel futbolun şenliği, res i bir üst merci addi olarak gösteriş ve düzen dünyasına aittir.Oysa ışının şenliği bizzat taraftarın ürettiği, yönettiği bir
Günümüzün soluk almakta zorlanan futbol ikliminin değişmesi için, Karnaval-Futbol hareketinin, tüm tribünlere sıçrayacağını u uyoruz. Sahaya çemkirerek tezahürat eden tribün gruplarının da, artık “başka bir futbol”dan önce “başka bir tribün” y ratma cesaretini üzerine alması gerekiyor. Not: “Karnavalesk futbol” bir onraki sayıda devam edecektir. Katkıda bulunmak veya görüş bildirmek için
[email protected] ve http://illedeidmanyurdu.blogspot.com
The Wall
20